Erhan Genç – Kayıp Hayal


Yürüyor. Asfaltı henüz atılmış yolda yürümenin ne kadar yumuşak olduğunu hissederek yürüyor. Az ileride asfalt atıcılar, belediye çalışanları işlerine devam ediyorlar. Simsiyah asfaltı bir hamur gibi yoğurduklarını görüyor. Fındık kurutur gibi yaydıklarına, sonra üzüm çiğner gibi çiğnediklerine şahit oluyor. İşçilerin asfaltla doldurdukları çukurlar içindeki iki çukuru daha da derinleştiriyor. Onları kim dolduracak diyor kendi kendine. Kimse diye cevaplıyor yine kendine. Biri büyük biri küçük iki çukur. Şimdiye kadar kimse dolduramadı, bundan sonra da kimse dolduramayacak.

İşçilere selam bile vermiyor. Asfalttan gözlerini ayırmıyor çalışanlar. Bütün dikkatleriyle döküyorlar asfaltı çukurlara. Başlarındaki şef sigarasını yakarken fark ediyor onun pejmürde halini. Sadece şef içebilir çalışırken. Dağınık saçına karmakarışık sakallarına kirli bıyıklarına gözü takılıyor. Sigarasından derin bir nefes çekip işaret ediyor. Bir dal ister misin? olur der gibi başını sallıyor. Sigarayı uzatıp yakıveriyor şef. İnsanlar nerede dilenci tipli birini görseler ona yardım etmek yerine hayat hikayesini dinlemek isterler. Hikayesini dinleyip kendi hallerine şükrederler kıpırdanan dudaklarıyla. Şef de öyle. Muhabbet açmak istediği çok belli. Ama o bakışlarını aynı işçiler gibi sımsıcak asfalta dikmiş. Konuşmak istemiyor.

Devamı 30. sayımızda…

Önceki Mahalle Mektebi 30 (Temmuz-Ağustos 2016)
Sonraki Abdullah Kasay - Toz Duman