Dedelerle dolu dünyada dedesizlik nasıl bir duygudur acaba? Dedesizliğime ne demeli? Yıllarca az çok hissettiğim fakat üzerinde durmadığım bazen kaçtığım, görmediğim bu eksikliğimi, yoksunluğumu şimdi açık açık sorgulamaktayım. Nasıl olduğunu biliyor olsam da ne olabilirdi dedesizlik? Hatıralarımda bir dede olmadığı için, aileme danışmak ihtiyacı hissettim. Fakat ne annem ne de babam dedelerini görmüşlerdi. Onlar da benim gibi dedesizdiler yani. Şu halde dedesizliği yazarken onları ve bu büyük nimetten mahrum her kimseyi de anmış olacağım.
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, dedesiz olmak aynı zamanda torun olmayı tatmamış olmak manasına geliyor. Bir ninenin varlığı tek başına bir çocuğun torunluğunu kesinleştirmiyor, dedesiz bir çocuğun torunluğu da muhakkak nakıs oluyor.
Dedesizliğin anlaşılabilmesi için insanın çocukluktan biraz uzaklaşması, belki ilk gençlik çağına yaklaşması gerekiyor. Galiba bende de tastamam böyle oldu. Bir şeyin varlığından habersizseniz yokluğunun sizi kavrayıp kuşatması gibi bir şey söz konusu olmuyor. Bir dedeye sahip olmanın verdiği ayrıcalıkları gözlemlemek için yaşadığım sosyal çevrede bana tesir edecek, gözüme batacak bir şey olmamıştı ve dedesizliğimi hissedememiştim. Ancak, yaşım ilerleyip yeni bir takım çevrelerle hemhal olmaya başlayınca ve yeni hayatlar görünce dede olgusunu hissetmeye başladım. İlkokul yıllarım aynı zamanda ilk verileri topladığım zamanlar olmuştu…
Devamı: Mahalle Mektebi 15